28 Mart 2012 Çarşamba

Phuket

Beyaz kum, mavi deniz, yeşil palmiyeler… “O kadar uzağa neden gidiyorsunuz?” diyenlere cevabım buydu. Mart başında İstanbul kar ve soğuğa teslim olmuştu, yakın coğrafyada sıcak bir yer yoktu ve evlilik koşuşturmasından sonra maalesef kültür değil tembellik merkezli bir tatil istiyordum. İstediğimi aldım. Bu sayede tüm resimleri bana ait bir Gidemediğim Yerler yazısı yazıyorum. Balayı candır.


Tayland’ın en ünlü adası Phuket, dünyanın her tarafından turist çekiyor. Andaman denizine bakan süper kumsalları, kuzeyde kara kış yaşanırken en güzel mevsimde olması ve (uçak bileti dışında) nispeten ucuz olması adayı turizm merkezi yapmış. Bunu maalesef adada dolaşmaya çıktığınız ilk anda anlayabiliyorsunuz. Yerli halk turist akınına yanlış bir şekilde adapte olmuş; yolda yürürken devamlı tuktuk (oranın temel ulaşım aracı olan 4 tekerlekli kamyonetçik), taksi, kıyafet, meyve vs vs satmaya çalışıyorlar. İlk 1-2 gün kibarca “hayır, teşekkürler” deyip devam edebilirsiniz, ilerleyen günlerde umursamamaya başlayacaksınız.

Phuket’te temel iletişim dili hesap makinesi. İngilizce sayılar konusunda sıkıntıları var sanırım. Gerçi İngilizcenin kendisiyle de sıkıntıları var. Orada konuştukları şey İngilizce değil, anlamayınca benim gibi üzülmeyin. Ch, sh, x gibi sesler yok mesela. Daha bir sürü şey yok da onları çıkaramadım.

Bir başka sıkıntı da pazarlık konusu. Phuket’te pazarlık yapmadan hiçbir şey almayın, ağır kazıklanırsınız. Verdikleri fiyatın üçte birini (plaj satıcısı falansa çeyreğini) söyleyin, ortak bir nokta bulana kadar çekişin, gidiyormuş gibi yapın falan. Şahsen pazarlık ağır nefret ettiğim ve kesinlikle beceremediğim bir iş olduğu için konuyu sevgilime havale ettim. Kendisi bayağı başarılı çıktı bu konuda sağ olsun. Ayrıca gördüğünüz her şeye atlamayın, başka bir yerde kesin daha ucuzu vardır. Bu pazarlık mevzusu günlük turlarda falan da geçerli. Marketler ve restoranlar dışında her yerde pazarlık şart.

Hello Kitty her yerde!

Yemek konusuna geçmeden önce uyarayım. Şehir kokuyor. Ve böyle otantik Uzakdoğu kokusu değil, bildiğin kötü kokuyor. Bazı yerlerde insanın içini kaldırabiliyor koku. Başlıca nedeni yemek arabaları. Bağırsaklarda oluşacak bir problem tüm bir günü çöpe attırabileceği için ben sokakta yemek yememeyi tercih ettim. Tabii bu karara 30 derece tüm gün dışarıda duran etler ve koku da sebep olmuş olabilir. Yine de endişelenmeyin, uygun fiyatlı temiz pek çok restoran var, yani yemek sıkıntısı çekmezsiniz. Tabii beraberinizdeki kişi benimki gibi domuz-tavuk-deniz ürünü yemiyorsa o sıkıntı çekebilir. Yine de çoğu yemeğin dana etlisi mevcut. Ben çatlayana kadar karides ve yengeç yedim, tavsiye ederim. Tabii gitmişken ünlü Pad Thai yemeden de dönmeyin. Etrafta böcek falan da pişirildiğini görmedim, tek gördüğüm markette satılan kızarmış tırtıllardı. 



Tırtıl bu işte.




Peki, Phuket’te ne yapılır? Kumsalda yatma ve tembellik dışında yapılacak ilk şey günlük turlar. Bunlardan 2 tanesine katıldık ve oldukça memnun kaldık. İlki ünlü Phi Phi adası turu. Bir şekilde yolunuz düşerse Shakira adlı rehberin olduğu tura katılmaya çalışın. Kendisi ağır efemine olup rehberlikle karışık şov yapmaktadır. Tura götürmeniz gereken şeyler havlu, bolca güneş kremi ve fotoğraf çekecek bir alet. Bir de biraz para tabii.
Khai Island

Çılgın Maymunlar



Bu gezin duraklar süper deniz ve kumsallı Khai Island, vahşi maymunların olduğu Monkey Beach, şnorkelle balık beslenen mercanlar, çok güzel olan Pileh lagünü, girmenin yasak olduğu ve sadece girişinden baktığınız Viking Cave (içeride Viking gemisine benzeyen duvar resimleri varmış) ve harika manzaralı Maya Beach.
Pileh Lagünü
  
Maya Beach

Sonuç olarak, Phi Phi gezisi her Phuket ziyaretçisinin yapması gereken bir yolculuk. Benzer olarak James Bond Island gezisi de var ama internetteki yorumlar çok da özel olmadığı ve suyun da pek berrak olmadığı yönündeydi, o yüzden gitmedik. Onun yerine Phuket şehir gezisine gittik, kumsuz bir gün iyi geldi. Bu gezide de kauçuk ağacından kauçuk nasıl toplanır, nasıl curry yapılır gibi şeyleri öğrenebilir, Wat Chalong tapınağını ve pek özel olmadığına inandığımız bir şelaleyi görebilirsiniz. Tabii vazgeçilmez hayvan şovları da var. Fil gezisi, yılan şovu falan derken gün geçiyor. Yalnız özelikle yavru fil şovuna gitmeyin bence, hayvanın dehşetle bakan insansı gözleri hala aklımda. Yılanla oynayın, pek güzel hayvanlar. Kaju fıstığı fabrikasına giderseniz 10-15 çeşit kaplamalı kajuların tadına bakmayı ihmal etmeyin. Ayrıca mümkünse turunuzda kano gezisi olsun. Hep televizyonda gördüğüm ve merak ettiğim mangrov ormanlarının içinden kanoyla geçmek inanılmazdı.
Kauçuk toplamaca

Galip ve kartal

Bayağı güzel hayvanlar, ürkmeye gerek yok.

Wat Chalong


Turlardan ayrılıp genel konulara dönecek olursak; adanın eğlence merkezi Patong. Bizim otelimiz de oradaydı. Otel demişken, inanılmaz güzel bir oteldi ve aslında “gezmem lazım” dürtüm olmasa bütün günü otelde geçirebilirdim. Ağaçlarla kaplı dağa bakan odamız da, çatı havuzları da çok güzeldi. Gidecekseniz tavsiye ederim.
Oda manzaramız

Çatı havuzu


Özellkle Patong’un biraz kuzeyinde olduğu için kalabalıktan da uzakta. Patong’un merkezinde plajın falan daha kirli olduğunu duydum, kuzeydeki bizim gittiğimiz bölge efsanyedi, o yüzden güzel plajlar olduğu söylenen Kata Beach, Surin Beach gibi yerlere gitmeye üşendik.
Patong Beach 

Dediğim gibi Phuket’in eğlence merkezi Patong, Patong’un merkezi de Bangla Road. Bahariye uzunluğunda bir cadde, sayısız Go-Go bara ev sahipliği yapıyor. Oraya gittiğimiz akşam dolu ve bayağı çılgın görünen mekânların önünden yürüyüp “bizi burada yerler mi?” korkusundan 10-15 dakika sadece bakındık. Korkumuz kısaca 1 içip 5 ödemekti. Sonra bu kadar çok insanın kazıklanamayacağına karar verip bir yere oturduk. Öyle bir tehlike yok, tabii sadece içki içerseniz. Ya da çiftseniz. Bir yerden sonra dansçı kızları değil, kenarda erkekleri kandırmaya çalışan kızları izliyorsunuz.
Go-go bar

Ladyboy konusuna gelecek olursak… Bilmiyorum, bana hepsi lady gibi göründü. Anlamaya çalıştım ama çok başarılı olamadım. Tayland’da cinsiyet konusu biraz enteresan. Ladyboy muhabbeti toplumca kabul edilmiş, erkeklerde de efeminelik acayip yüksek. Pek çok kez cinsiyeti ayırt edemiyorsunuz zaten. Nedenini çözemedik.

Go-go barların mekânı Bangla Road’ın başında Rock City diye bir mekan var. Go-go barlardan sıkılıp otele yönelmişken “Madem Rock diyor, girelim bakalım” dedik. İyi ki girmişiz, mükemmel vokalli bir adam Bon Jovi söylüyordu, hem de acayip iyi bir İngilizceyle. Çok eğlendirdi bizi. Hastası olduk amcanın.
Rock City


Patong’da Jungceylon isimli bir alışveriş merkezi var. Yol üzerindeki kapısından girip çıkarsanız benim gibi küçük bir bina sanabilirsiniz, oysa arka tarafta 3-4 büyük binadan oluşuyor. Yeraltında onlarca hediyelik dükkânın olduğu pazarı var, üst katlarda restoranlar ve mağazalar var. Elektronik alışverişi için de gelmeniz gereken yer burası. Güzel, ferah bir mekân.

Thai masajına gelecek olursak; yaptırmadan gelmeyin. Bayağı güzel ve ucuz. Tabii sokaklar masajcılarla dolu, o dükkânlar içinize sinmezse Jungceylon’un alt katında temiz yerler var ya da Tripadvisor’dan beğenilen yerlerin adresini bulabilirsiniz.
Burada sadece yüz masajı var

Ve en güzeli, yağmur! Sıcak bir günün ortasında bir anda gök gürültsü duymaya başlayabilirsiniz. Ardından yağmur gelecektir. 15 dakika boyunca çok sert ve güzel yağmur yağıyor, ardından yine güneş açıyor. Tabii bu kuru mevsimde. Islak mevsimde mütemadiyen yağmur yağıyormuş. Ama yağmur acayip güzel yağıyor ya!


Son olarak, nasıl gidilir? Bak o zor biraz. Tavsiyem, bizim gibi direkt Singapur uçuşu yapıp oradan Phuket’e uçmanız. Singapur’a Singapore Airlines ile gidebilirsiniz. Eğer Emirates’i falan seçerseniz Dubai’de falan tekrar aktarma yapmanız gerekir. Singapore Airlines sağ olsun, havada bayağı iyi baktı bize. Gözünüzü korkutmak gibi olmasın da, 10 saat ya, az değil. Singapur’da mükemmel Changi Airport’un tadını çıkarıp bir buçuk saatte Phuket’e uçabilirsiniz.  Tabii turlar da var. Büyük ihtimalle tur tercih edersiniz ama bizim gibi bağımsız gitmek de sorun yaratmıyor, tur sevmeyenler için söyleyeyim dedim.
Changi on numara yer!

Gittim, gördüm, geldim. Bir daha o kadar uzağa ne zaman giderim, bilemiyorum. Kışın ortasında rüya gibi bir kaçış oldu. Para biriktirmek için daha çok neden var artık.

Bir dahaki yolculuğumuz yine gidemediğim bir yerlere olacak. O zamana kadar, iyi eğlenceler!

Edit: Ben boşandım bile ama siz yine de balayınızda uzaklara gidin, benden tavsiye :)

10 yorum:

  1. Hotelin adını göremedim

    YanıtlaSil
  2. Evet, yazmadım çünkü. Sea Sun Sand Hotel.

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar,
    yazını okudum bende gitmeyi planlıyorum buraya , biletler hakkaten çok pahalı :)
    bu arada benim de blogum var ama ben makyajla ilgili yazıyorum ;)
    gezmişsin görmüşsün, Allah bana da nasip etsin ;)
    http://profesyonelmakyaj.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  4. hangi mevsimde gittiniz ? sanırım haziran, temmüz, agustos aylarında otel fiyatları makul oluyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, söylediğiniz aylarda ucuz zira mevsimi değil. Büyük ihtimalle bayağı yağmurludur. Biz mart ayında gittik, oldukça güzeldi.
      Otel fiyatlarını merak etmeyin, her bütçeye göre otel bulunur, önemli olan uçak fiyatları. Dolar yükseldikçe biletler de fırladı haliyle.

      Sil
  5. Bende gitmek istiyorum epey araştırdım ama bu yazıda tecrübe oldu benim için bu yüzden teşekkür ederim sadece bir iki sorum olcaktı, bizim paramız Türk Lirası orada değerli diye biliyorum hatta phuket otellerin baktım 1500 turk Lirasına 25 gün kalınabilir bu baktığım doğrusu öncelikle bunu sormak istiyorum ikinci olarakta hangi hava yollarından demir hangi hava yolundan alsam daha uygun olur oraya gitmem

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabletden ötürü yazamadım hangi hava yollarından daha uygun olur ve bizim paramız ne kadar değerli benim baktığım Otel fiyatları 25 gün için 1500 tl doğru mudur

      Sil
    2. Selamlar,

      Evet, bizim paramız daha değerli olduğu için orası bayaı ucuza geliyor. 25 gün 1500 liraya lüks otelde değil de ev kiralayarak ya da pansiyon gibi yerlerde çok rahat kalabilirsiniz, hatta para da artar üzerine.
      Uçak bileti için ünlü havayolları arasından (THY, Emirates, Qatar, Singapore, Etihad vb) hangisi ucuzsa onu alabilirsiniz. Lüks havayolu isimleri saydım, zira uzun yol ve konforlu bir havayolu isteyeceksinizdir. Ben Singapore ile gitmiştim, çok güzeldi.

      İyi yolculuklar!

      Sil
  6. merhaba yazınızı çok beğendim bizde eylülde gitmeyi düşünüyoruz sizce o ayda yağmurlu olur mu denize girilir mi ?

    YanıtlaSil