6 Mayıs 2012 Pazar

Tortuga


Pirates of The Caribbean izleyen ya da Sid Meier’s Pirates! ve benzeri oyunlar oynayan herkes bilir Tortuga’yı. Karayipler'in demek abartıya kaçsa da korsanların incisi olan Tortuga adası, bugün eski popülerliğini oldukça kaybetmiş. Son yazım Phuket’ten sonra “Dünyanın bir ucunu gittim ben ya, artık her yere giderim kesin” havam söndükten sonra, geri dönüş yazımı bir zamanlar ünlü ama artık unutulmuş bu ada ile yapmak istedim.


Öncelikle genel bilgilerle başlayalım. Haiti ve Dominik Cumhuriyeti’ne ev sahipliği yapan Hispaniola adasının kuzeybatısında kalan bu küçük ada, Haiti’ye bağlı. Adanın ismi de kaplumbağaya benzediği için İspanyolca kaplumbağa anlamına gelen Tortuga kelimesinden geliyor.


Tortuga’nın korsanlık döneminde (1630’lar) popüler olmasının asıl sebebi Hispaniola adasının yakınında olmasından kaynaklanıyor. İspanyollar, Fransızlar ve İngilizler arasında Hispaniola’ya sahip olmak için çatışmalar sürerken bu ada önemli bir üs haline gelir. Özellikle Buccaneer’lar (İngiltere, Fransa ya da Hollanda’nın koruması altında başta İspanya’nın ve diğer ülkelerin gemilerine-limanlarına saldıran korsanlar) Tortuga’yı pek severler. Bu dönem korsanlığın ve Tortuga’nın altın çağıdır.


Bir ara, ki bu ara 1633 oluyor, adaya Afrika’dan köleler bile getirilir. Plantasyonlarda çalışması için getirilen bu köleler, adada egemenliğin mütemadiyen değişmesi ve yönetim eksikliği nedeniyle kontrol edilemez hale gelirler. 1635’te köle kullanımı biter.


1640’larda İngiliz, Fransız ve az biraz Hollandalı buccaneer'lardan oluşan topluluk kendilerine “Brethren of the Coast” (Kıyı Kardeşliği) adını verir. İşi iyice azıttıkları için dönemin Fransız valisi 1645 yılında korsanları sakinleştirmek için süper bir yöntem bulur ve adaya 1650 fahişe getirir (tam Fransız işi değil mi ama?).


Ada üzerinde kontrol savaşları devam ederken 1670’lerde korsanlık yavaşlamaya ve korsanlar da ticaret gibi daha namuslu alanlara kaymaya başlar. Tam da bu dönemde ünlü korsan Henry Morgan ünlenir ve korsanları kendi bayrağı altında denize açılmaya çağırır. Bu grup Fransızlar tarafından Karayip bölgesinde hakimiyetleri artsın diye kullanılır. Zamanla Avrupa ülkeleri korsanlığın bitmesi için adımlar atarlar ve bu ilginç dönem de yavaş yavaş sona erer. Bazı korsanlar ticarete yönelirken bazıları hükümetlerle birleşip eski kardeşlerini avlamaya başlarlar.

Bu kadar mevzu yaratan Tortuga, aslında çoğunlukla kayalık bir yer. Yaşanabilir ve ekilebilir kısmı güneyde yer alıyor. Okuduklarıma bakılırsa Haiti’nin geri kalanı gibi ihmal edilmiş ve gelişmemiş halde bugünlerde.

Eğer giderseniz lüks konaklamayı kesinlikle bulamazsınız, konaklamayı da yerel halkın iyiliğine sığınarak elde edebilirsiniz. Asfalt yollar, elektrik gibi şeyler burada lüks, arabaların çoğunda plaka bile yok. Ancak fakir bölgelerin çoğu gibi buranın haklı da pek iyi ve konuksever.


Ama yine de Haiti’nin ve belki de Karayipler’in en güzel manzaralarını burada görebilirsiniz. Peki, görmek için nasıl bir yol izlemelisiniz? İlk hedefiniz Port-de-Paix olmalı. Oradan artık mavna olsun, tekne olsun, Allah ne verdiyse binip Tortuga’ya geçebilirsiniz. Port-de-Paix’e gitmek çok ucuz değil ama çok pahalı da değil. 1200 dolara gidip gelebilirsiniz İstanbul-Londra-Miami-Port-de-Paix rotasını. Ancak hortum, fırtına, tsunami gibi felaketlerde sorumluluk kabul etmeyiz.


Tortuga ihtişamını kaybetmiş ama artık günümüz turistleri ihtişamlı değil bilinmedik yerleri tercih ediyorlar. Çok yıldızlı oteller tarafından istila edilmemiş kumsallar ve manzaralar arıyorsanız Tortuga’yı rahatlıkla tercih edebilirsiniz.

İyi yolculuklar!


Kaynaklar:

Wikipedia
Expedia
http://www.travelvivi.com/where-to-look-for-pirate-treasure/
http://www.tipsfromthetlist.com/29097.html
http://www.haitiantreasures.com/HT_latortue.lorquet.htm 





7 yorum:

  1. 2003'te çocuk yaşta karayip korsanlarında görüp unutamadığım yerdir tortuga. gidemedim, gideceğim ama ne zaman bilemiyorum... ama çok etkileyici

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yalnız filmlerdeki kadar hareketli olmayabilir :)

      Sil
    2. ben de jack sparrow değilim :)

      Sil
  2. Veni Vidi Vici
    Öyle bir yer ki... Gece uyumaK üzere yattığınızda kulaklarımızda duyduğunuz ses; kan akışının sesidir. Öylesine sessiz temiz ve bakireldir ki; ayrılmak istemezsiniz.
    Ayrıca gökyüzündeki yıldızları en net ve rahat buradan görebilirsiniz.
    Bir gezgin olarak yazıyorum. 4 kez gittim. İlki sadece merak diğer üçü aşırı istek

    YanıtlaSil
  3. Yani nicedir bu adaya gitmeyi isterim, filmlerde ki anlatım başkada olsa sizin burada o anları yaşayarak burda analtmanız, harika birşey yerinde olmayi dilerdim dostum, bana bir haz verdi bu ada ve senin yaşadığın anlar. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben yaşamadım valla, blogun adı o yüzden Gidemediğim Yerler. Biz de uzaktan bakıcıyız :) Ama yorumunuz için teşekkürler.

      Sil