Çok güzel gezi blogları var. Arada kıskanmıyor değilim. Şehirlerdeki
en güzel tuvaletlerden en kuytudaki enteresan dükkânlara kadar yazıyorlar. Herkes
geziyor, ben de Patagonya senin Kamçatka benim, garip garip yerleri yazıp duruyorum.
Herkes giderse olmaz, birilerinin gidememesi gerekiyor tabii.
Uzun süredir seyahate çıkamadığım bir gerçek. Yoksunluk çekiyorum.
Yoksunluk çeken tüm bağımlılar gibi karanlık düşünceler üşüşüyor kafama. İşte
bu yazıyı da bu karanlık düşüncelere adıyorum, zira bu tarz düşüncelere arka plan
oluşturmaya pek müsait. Ancak asıl bahsetmek istediğim yer bayağı küçük olduğu
için orayı yazının ilerleyen yerlerine saklayıp öncelikle çevresinden bahsetmek
istiyorum.
Mexico City’nin bölgelerinden biri olan Xochimilco, 170
kilometrekarelik bir alana yayılmış kanallar sistemiyle meşhur. Bu kanalları
anlatmak için biraz geriye gitmek gerekiyor aslında.
Aztekler zamanında, Meksika Vadisi’nde enteresan bir göl varmış. Yukarıdaki resimde
görebileceğiniz bu gölün enteresan tarafı üstte bulunan kısımların tuzlu su,
altta bulunan kısımlarınsa tatlı su rezervi olması. Tatlı su olan kısımlarda
tarım Chinampa’larda yapılırmış. Bu Chinampa sistemi de enteresan, suyun sığ
taraflarında ince uzun bir bölgeye sazlarla sınır çekilip ekin artıkları, çalı
çırpı, çamur falan yığılıp o alanda bir tarla oluşturulur, gerekirse toprağı
tutsun diye ağaç ekilir ve üzerinde tarım yapılırmış. Meksika vadisini
besleyecek neredeyse tüm sebze ve meyve bu yapay tarlacıklarda yetiştirilirmiş.
Bu gölün kenarındaki şehirler de elbette değerli. Moteuczoma gibi
krallar hem tatlı su tarafındaki şehirleri ele geçirmeye çalışmışlar, hem de tuzlu su olan
kısmı tatlı suya çevirmek için bayağı değişik mühendislik işlerine girişmişler.
Bu çalışma imkânsız gibi görünse de gölün enteresan akıntıları ve tatlı-tuzlu
dengesinin yağmurlarla falan değişiyor olması gibi durumları göz önünde
bulundurmuşlar, setler ve bariyerler yapıp tatlı su oranını arttırmayı
başarmışlar. Böylece Chinampa’ların sayısı ve dolayısıyla tarım yapılabilir
bölge alanı artmış.
Üstteki 1-2 paragrafta kısaca anlattığım olay aslında eski
çağların mühendislik harikalarından biri. O yüzden aslında sadece Chinampa’nın
ne olduğunu anlatmak isterken bahsetmeden geçmek ayıp olur diye düşündüm. Bu
dehanın tadını çıkardıysanız yıkılışına da hazır olun, zira İspanyollar
geliyor!
Mexico City’nin bugünkü haritasına baktığınızda yukarıda bahsi
geçen gölü ve sistemi görmeniz imkânsız zira artık yok. İspanyollar gelince bu bariyerleri setleri falan bir güzel
yıkıp bütün sistemi sona erdirmişler. Daha da enteresanı, bu su-göl sistemini yok
etmek için fetih sonrası da acayip bir çaba harcamışlar. Dağları delip suyu
tahliye etmişler, nehirlerin yatağını değiştirmişler ve sonunda bölgeyi tam
anlamıyla “kurutmayı” başarmışlar. Bunun nedenini tam bulamadım (okuduğum
kaynak İspanyolların bölgeyi kendi kurak anayurtları olan Extremadura’ya çevirmeye çalışmış olabileceklerinden
bahsediyordu) ama sonuçları bugün bile devam ediyor; Mexico City hem su kıtlığı
çeken hem de sürekli sel tehlikesiyle karşı karşıya kalan bir şehir.
Ancak
Chinampa kültürü tamamen kaybolmadı. Yazının başında bahsetmiş olduğum ve
şehrin güneyinde yer alan Xochimilco bölgesinde kanallar ve Chinampa’lar -dar
bir alanda olsa da- varlığını koruyor. Bu kanallar arasında gondol benzeri
kayıklarla dolaşmak başlıca turist eğlenceleri arasında. Chinampa’lar ve
kanalların oluşturduğu bu antik sistem UNESCO Dünya Mirası listesine de
alınmış. Tabii listeye alınınca her şey bir anda kartpostal güzelliğine
bürünmüyor, bölgede hem yerleşim hem de kirlilik ve doğal hayatın tehlikede
olması gibi pek çok sorun var. Mesela çok eski zamanlardan beri kutsal değeri
olan, ilaç falan olarak kullanılan ve büyük tanrı Quetzalcoatl’ın kardeşi Xolotl’un
enkarnasyonu olduğuna inanılan aşağıdaki canlının (Axolotl) soyu tükenmek üzere. Böyle
sevimli tanrılar tükenmemeli.
Neyse,
nihai hedefimize gelelim artık. Xochimilco bölgesinde yer alan pek çok Chinampa,
yani yapay tarlacık arasında bir tanesi yazımızın ana konusunu oluşturuyor, “La
Isla de la Munecas”, yani Oyuncak Bebekler Adası. Ve küçük bir kız ile mutsuz
bir adamın trajik hikâyesini barındırıyor.
La Isla
de la Munecas, ağaçlara asılmış kolları bacakları olmayan oyuncak bebeklerle
ürkütücü bir görünüme sahip. Elbette ki böyle bir atmosferi tamamlayacak
söylentilere de sahip; bebeklerin hareket ettikleri, oraya gelenleri
izledikleri, hatta aralarından fısıldaştıkları söylentileri gırla gidiyor.
Gerçi böyle bir yerde bu tarz söylentileri garipsememek gerekiyor.
Olay
şöyle gerçekleşmiş: Don Julian Santana Barrera adlı kişi, bu Chinampa ile
ilgilenen bir adammış. Yaklaşık 50 yıl önce, boğulmuş küçük bir kızın cesediyle
karşılaşmış. Zaman geçtikçe küçük kızın ruhu Don Julian’ı rahat bırakmamaya
başlamış. Sonra bir gün Don Julian yine Chinampa’sına vuran bir oyuncak bebek
bulmuş suda. Bu bebek kızındır ya da olmasa bile hoşuna gider diye düşünerek
ağaca asmış ve bu mutsuz (ve korkutucu) ruhu teselli edebileceğini ummuş. Ancak
bir tane bebek ne kıza ne de Don Julian’a yetmiş. Kanallarda daha çok bebek
bulmaya çalışmış, hatta hiç ayrılmadığı tarla-adasından arada çıkıp diğer
kanalları falan aramış. Ağaçlara asılı bebeklerin sayıları artıp durmuş. Tüm bu
çabalar ve bebek parçaları kızın ruhunu teskin etmeyince yetiştirdiği sebzeleri
oyuncak bebeklerle takas etmeye başlamış.
Sonunda
Don Julian küçük kıza ilk rastladığı yerde boğulmuş olarak bulunmuş.
Elbette
ki bu hikâyenin pek çok versiyonu var. Bazıları Don Julian’ın bulduğu bebek
parçalarını gerçek çocuklar sanıp o yüzden sudan topladığını söylüyor, bazıları
bebeklerin içine kötü ruhların girdiğini ve Don Julian’ı bu ruhların
öldürdüğünü söylüyor. Hangisine inanacağınız size kalmış.
Doğaüstü
olaylara merakınız varsa La Isla de la Munecas seyahat listenizde yer almayı
hak ediyor. Hazır gelmişken bölgedeki kanallarda dolaşıp tanrıların ruhunu
içinde taşıyan küçük yaratıkları görmeye çalışabilir, eve dönüp bavulunuzu
açtığınızda kıyafetlerinizin arasından size gülümseyen, kolları ya da bacakları
kopmuş bir oyuncak bebeğin dehşetini içinizden atmaya çalışabilirsiniz.
Dünyanın
başka bir karanlık yerinde buluşana kadar, arkanızdan bir gölge mi geçti?
Kaynaklar:
Wikipedia
http://unusualplaces.org/la-isla-de-la-munecas-island-of-the-dolls/
http://destinationtruth.wikia.com/wiki/Island_of_the_Dolls
http://www.isladelasmunecas.com/
http://www.mexicolore.co.uk/aztecs/home/water-in-valley-of-mexico
http://gardeningandthespanishway-rohrerbot.blogspot.com.tr/2011/03/xochimilco-mexico-city.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder