26 Haziran 2012 Salı

Anchorage

Sıcak, değil mi? O zaman yola çıkalım. Bu sıcak günlerdeki durağımız oldukça serinletici. Alaska’nın en büyük şehri Anchorage’e hoş geldiniz!

  
Bildiğiniz gibi Alaska, ABD’nin ana topraklarından uzakta, Bering Boğazı’da yer alıyor. Zamanında Amerikalıların parasını bastırıp Rusya’dan aldıkları bir bölge burası. Bu alışveriş 1867 yılında gerçekleşti ve bugünün parasıyla 120 milyon dolar ödedi ABD Alaska için. Tabii sonradan ortaya çıkan altın ve petrol varlığı bu parayı kat kat geri almalarını sağlamıştır büyük ihtimalle.


Kuzeyin de kuzeyinde bir yer olduğunu göz önüne alırsanız, çok fazla insan yaşamamasını normal bulabilirsiniz. Bu bölgenin İstanbul’u ise Anchorage. Eyalet başkenti değil ama nüfusun en yoğun olduğu ve hayatın en canlı olduğu yer burası. Yaklaşık 300 bin kişi Anchorage’da ikamet ediyor.


Anchorage’ı ve Alaska’yı Türkiye’de temsil eden iki şeyin Work and Travel ve epik insan Sarah Palin olduğunu söylesek yalan olmaz sanırım. Alaska’daki balık fabrikaları, Work and Travel’a gidip dolaşmaktan ziyade para kazanma ve sonra o parayı elektronik eşyalara gömme meraklısı gençleri hem daha iyi ücretler hem de daha ucuz alışverişle baştan çıkarıyor. Gerçi o balık fabrikalarının çalışma koşulları elbette bir Los Angeles restoranından daha sert ancak kazandığınız parayı harcayacak fazla yer yok, sanırım bu yüzden özellikle tercih ediliyor. Sarah Palin konusunda ise sessiz kalmayı tercih ediyorum.


Tahmin edebileceğiniz gibi Anchorage’da ve tüm Alaska’da yüksek oranda yerli halk ikamet ediyor. Ve kültürleri değiştirilmiş, yaşam tarzları ellerinden alınmış tüm yerli halklar gibi maalesef alkolizmin pençesine düşmüşler. Özellikle merkez dışındaki pek çok yerde içki kısıtlamaları var ancak yine de intihar ve alkole bağlı şiddet başını almış yürümüş. Başlarında da Sarah Palin olunca…neyse.


Peki, Anchorage’de neler yapılır? Seçenekler sonsuz değil ama oldukça tatmin edici. Özellikle doğal yaşam severlerdenseniz burada yapacak binlerce şey bulabilirsiniz. Aslında bir şey yapmanıza gerek yok, zira burada ayılar ve özellikle geyikler gelip evinizin kapısını çalabilir. Bahçede, yolda falan geyik ya da ayı görmek sıradan bir şey. Tabii trafik kazalarını da yok saymamak lazım.


 
Yazın gecesiz günler, kışın da güneşsiz geceler Anchorage’da sizleri bekliyor. Ben yazın gitmeniz taraftarıyım. Diğer türlüsü zor olabilir. Köpekli kızak sürme, balina izleme gibi bizlerin hayatına ait olmayan her türlü aktiviteyi bu serin ülkede gerçekleştirebilirsiniz. Yaz ortasında sıcaklığı maksimum 20 derece, yani sıcaktan bunalma şansınız da yok.




Dediğim gibi, batmayan güneşin altında Anchorage’ın vahşi güzellikleri sizi bekliyor. Ancak uzun zamanlı gitmeden önce birkaç kere düşünmekte büyük fayda var. Tüm kutup bölgeleri gibi burası da alışık olmayanda derin depresyon yaratabiliyor. Tabii bilemiyorum, gece yarısı güneşin altında yürüyüş yapmak bu depresyonu azaltabilir de.


Nasıl gideceksiniz peki? Öncelikle ABD vizesini almanız gerekiyor ki bu yeteri kadar yorucu olabilir. Sonra, bilet de pahalı olabilir tabii. Mesela Ağustos ortası için iki aktarmayla yapılan yolculuk en az 3.341 lira tutuyor Skyscanner’a bakarsak. Tabii bir sonraki sene için 2.700’e falan bulabilirsiniz. Hatta gidip orada altın arama turlarına katılabilir, şansınız yaver giderse uçak parasını bile çıkarabilirsiniz!

Buralardan kaçmak istiyorsanız Anchorage sizi bekliyor. Kat kat giyinmeyi ve sarhoşlarla dalaşmamayı unutmayın.


Dünyanın başka bir garip bölgesinde buluşana kadar, Ube nohambo oluhle!

Kaynaklar:
Wikipedia
Skyscanner
http://www.anchorage.net
http://www.citytowninfo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder