Bildiğiniz gibi Alaska, ABD’nin
ana topraklarından uzakta, Bering Boğazı’da yer alıyor. Zamanında
Amerikalıların parasını bastırıp Rusya’dan aldıkları bir bölge burası. Bu
alışveriş 1867 yılında gerçekleşti ve bugünün parasıyla 120 milyon dolar ödedi
ABD Alaska için. Tabii sonradan ortaya çıkan altın ve petrol varlığı bu parayı
kat kat geri almalarını sağlamıştır büyük ihtimalle.
Kuzeyin de kuzeyinde bir yer
olduğunu göz önüne alırsanız, çok fazla insan yaşamamasını normal
bulabilirsiniz. Bu bölgenin İstanbul’u ise Anchorage. Eyalet başkenti değil ama
nüfusun en yoğun olduğu ve hayatın en canlı olduğu yer burası. Yaklaşık 300 bin
kişi Anchorage’da ikamet ediyor.
Anchorage’ı ve Alaska’yı
Türkiye’de temsil eden iki şeyin Work and Travel ve epik insan Sarah Palin
olduğunu söylesek yalan olmaz sanırım. Alaska’daki balık fabrikaları, Work and
Travel’a gidip dolaşmaktan ziyade para kazanma ve sonra o parayı elektronik
eşyalara gömme meraklısı gençleri hem daha iyi ücretler hem de daha ucuz
alışverişle baştan çıkarıyor. Gerçi o balık fabrikalarının çalışma koşulları
elbette bir Los Angeles restoranından daha sert ancak kazandığınız parayı
harcayacak fazla yer yok, sanırım bu yüzden özellikle tercih ediliyor. Sarah
Palin konusunda ise sessiz kalmayı tercih ediyorum.
Tahmin edebileceğiniz gibi
Anchorage’da ve tüm Alaska’da yüksek oranda yerli halk ikamet ediyor. Ve
kültürleri değiştirilmiş, yaşam tarzları ellerinden alınmış tüm yerli halklar
gibi maalesef alkolizmin pençesine düşmüşler. Özellikle merkez dışındaki pek
çok yerde içki kısıtlamaları var ancak yine de intihar ve alkole bağlı şiddet
başını almış yürümüş. Başlarında da Sarah Palin olunca…neyse.
Peki, Anchorage’de neler
yapılır? Seçenekler sonsuz değil ama oldukça tatmin edici. Özellikle doğal
yaşam severlerdenseniz burada yapacak binlerce şey bulabilirsiniz. Aslında bir
şey yapmanıza gerek yok, zira burada ayılar ve özellikle geyikler gelip
evinizin kapısını çalabilir. Bahçede, yolda falan geyik ya da ayı görmek
sıradan bir şey. Tabii trafik kazalarını da yok saymamak lazım.
Yazın gecesiz günler, kışın
da güneşsiz geceler Anchorage’da sizleri bekliyor. Ben yazın gitmeniz
taraftarıyım. Diğer türlüsü zor olabilir. Köpekli kızak sürme, balina izleme
gibi bizlerin hayatına ait olmayan her türlü aktiviteyi bu serin ülkede
gerçekleştirebilirsiniz. Yaz ortasında sıcaklığı maksimum 20 derece, yani
sıcaktan bunalma şansınız da yok.
Dediğim gibi, batmayan
güneşin altında Anchorage’ın vahşi güzellikleri sizi bekliyor. Ancak uzun
zamanlı gitmeden önce birkaç kere düşünmekte büyük fayda var. Tüm kutup
bölgeleri gibi burası da alışık olmayanda derin depresyon yaratabiliyor. Tabii
bilemiyorum, gece yarısı güneşin altında yürüyüş yapmak bu depresyonu
azaltabilir de.
Nasıl gideceksiniz peki?
Öncelikle ABD vizesini almanız gerekiyor ki bu yeteri kadar yorucu olabilir.
Sonra, bilet de pahalı olabilir tabii. Mesela Ağustos ortası için iki
aktarmayla yapılan yolculuk en az 3.341 lira tutuyor Skyscanner’a bakarsak.
Tabii bir sonraki sene için 2.700’e falan bulabilirsiniz. Hatta gidip orada
altın arama turlarına katılabilir, şansınız yaver giderse uçak parasını bile
çıkarabilirsiniz!
Buralardan kaçmak
istiyorsanız Anchorage sizi bekliyor. Kat kat giyinmeyi ve sarhoşlarla
dalaşmamayı unutmayın.
Dünyanın başka bir garip
bölgesinde buluşana kadar, Ube nohambo oluhle!
Kaynaklar:
Wikipedia
Skyscanner
http://www.anchorage.net
http://www.citytowninfo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder